Patmos, Yunanistan

PATMOS: EGE’NİN ORTASINDA UFACIK BİR VAHA

Ufacık (sadece 36km2), ele avuca gelir ve de kolaylıkla keşfedilebilir bir ada Patmos. Adanın girintili çıkıntılı sahillerinde yer alan birçok plaj ve bakir koy seçeneği, her hava koşuluna ve her tür zevke göre deniz keyfi sunuyor. Ayrıca geleneksel ve turistik Yunan tavernalarının yanı sıra gerçekten çok özel restoranları ve lezzetleri bulabiliyorsunuz. Ancak Patmos’un bizi kendine hayran bırakan asıl özelliği, özgün mimarisi.

Ayrıca Patmos tam sevdiğimiz ada ruhu ve zamanında. Karadan kopukluğun ve uzaklığın getirdiği bir rahatlık ve rehavet hakim adaya. Hiçbirşey aceleye gelmeden, sakin sakin ve ‘siga siga’ yani yavaş yavaş akıyor Patmos’ta. Yunanlı’ların telaşsız ruhuna bürünmek için ideal bir ada.

Birçok Yunan adasında karşılaştığınız, Chora (Hora okunuyor) diye adlandırılan eski şehir merkezi, Patmos’un tepesinde yer alıyor. 12.yy’dan kalma dev bir Ortodoks kilisesi olan Saint John Manastırı’nı çerçeveleyen Bizans kalesi eteklerine kurulmuş Hora, daracık sokaklarda yer alan bembeyaz evlerden, içiçe geçmiş avlulardan oluşmuş labirent gibi bir kasaba. Deniz seviyesinden 250 metre yükseklikte konumlanmış koyu renki taştan inşa edilmiş manastır, aşağıdan bakınca bembeyaz bir başın üzerine oturtulmuş bir taç gibi duruyor. Hora’ya motorsiklet ile tırmanırken mis gibi okaliptüs, çam ve kekik kokuları içinize doluyor. Tepeye varınca daracık sokakları keşfe başlıyorsunuz.

Dodecanese takım adalarına ait bu ufacık, kayalık, çorak, sessiz sakin adanın tüm nüfusu 2500 kişi, ve de adaya sadece tekneler veya helikopter ile ulaşılabiliyor. Yunan ve Türkiye ana karalarından ise direkt feribot seferi yok. Bu kopukluk ve ulaşım zorluğu Patmos’un nispeten bakir kalmasını sağlamış. Patmos’ta evleri bulunan Yunanlı arkadaşlarımıza nedenini sorduğumuzda, Patmos’un Ortodoks dünyasındaki dini öneminden dolayı hep zengin bir ada olduğunu ve de adalıların çok fazla ziyaretçi istemediğini açıkladılar. Öyle ki 15 sene öncesine kadar Hora’da restoranların alkol servis etmesi bile yasakmış. Adanın dini önemi ise Aziz John’un Yeni Ahit’in son bölümü sayılan ‘Apocalypse of John’ ya da ‘Book of Revelations’ kitabını yazdığı mağaralara ev sahipliği yapması sebebi ile. Aziz John MS 95 yılında adaya sürüldükten sonra, bu sebeple her sene binlerce Hristiyan hac için Patmos’a geliyor ve hem St. John mağarası ve manastırını ziyaret ediyor. Ayrıca bu ufacık adada 250’ye yakın kilise ve şapel mevcut. İster şehir merkezinde isterse ıssız koylarda, adım başı rastladığınız beyaz badanalı çivit damlı minyatür dua şapelleri hayrete düşürüyor insanı.